İslamofobi’nin gençliğe etkisi tartışıldı

tarafından
69
İslamofobi’nin gençliğe etkisi tartışıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu (ICYF) ev sahipliğinde, “İslamofobiye Karşı Küresel Gençlik Eylemi Paneli” düzenlendi. Panel, #Act4Tolerance, “hoşgörü için harekete geç” sloganıyla, sosyal medya platformlarında canlı olarak yayınlandı. Program, ICYF Kapasite Geliştirme Uzmanı Enes Öztoprak’ın konuşmacıları takdimi ile başladı. İslamofobiye Karşı Küresel Gençlik Eylemi paneli açılış konuşmasını, ICYF Başkanı Taha Ayhan gerçekleştirdi. Ayhan, düzenlenen panelde dünyanın birçok ülkesinden konuşmacı ve katılımcıların yer aldığını ifade etti. Ayhan, islamofobiyle mücadelede, dünyanın birçok bölgesinden sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlarla da iş birliğinin sağlandığını ifade etti. İslamofobiye karşı mücadelede atılması gereken adımların ele alındığı panelde, müslüman gençlerin nefret suçları ve ayrımcılık söylemlerinden ne şekilde etkilendiği masaya yatırıldı. 

 

İslamofobiye Karşı Küresel Gençlik Eylemi paneli açılış konuşmaları, video mesaj yoluyla programa katılan Dr Saqlain Javed’in sunumuyla devam etti. İİT Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu adına panele katılan Javed, islamofobinin küresel barış önünde bir tehdit olduğunu belirtti. Javed konuşmasına, “11 Eylül sonrası, müslümanlara karşı gerçekleşen reaksiyonlar spontane gelişti fakat artık bu saldırılar sistematik bir hal aldı. Ayrıca Islamofobi meşru bir politik malzeme haline dönüştü” sözleriyle devam etti. Javed, ABD’li sosyologların bir araştırmasına göre, 900’den fazla Hollywood filminde müslüman karakterlerin sakallı, siyah tenli ve terörist giyimli gösterildiğini ifade etti. Javed, bu yanlış anlaşılmaların, dünyanın birçok bölgesinde müslümanlara karşı ayrımcılığı artırdığını savundu. Dr Saqlain Javed, Avrupa’da birçok ülkede politikacıların islamofobik kararlarını şu sözleriyle örneklendirdi, “Avrupa Adalet Divanı, son aldığı kararla müslüman kadınların temel hak ve özgürlüklerini yok saydı. Hatta dün manşet oldu, İskoçya’da müslüman asıllı Sağlık Bakanı’nın iddiasına göre, 2 yaşında bir kız çocuğu, müslüman asıllı olduğu için kreşe kaydı reddedildi. Ki bunlar yalnızca birkaç örnek. Her gün benzer olaylar dünyanın birçok bölgesinde yaşanmaya devam ediyor.”

 

Dr. Saqlain Javed, İslomofobinin bir insan hakları ihlali olduğunu ve gençler üzerinde büyük etkiler bıraktığını ifade etti. Genç müslümanların, islamofobinin hakim olduğu ortamlarda dinlerini yaşayamadığını savundu. Bazı gençlerin inançlarını ifade etmekte dahi utandığını, bazılarının ise tepkisel olarak aşırılıkçı düşüncelere savrulduğunu belirtti. 

 

Panelde açılış töreni konuşmalarına İİT başkanı adına, teşkilatın Asya Bölgesi sorumlusu Ahmed Sareer söz aldı. Sareer, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, İslamofobiye karşı mücadelede tüm kurumların harekete geçmesi için önemli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Müslümanlara karşı işlenen nefret suçları ve ayrımcılıkların takip edildiği, izlendiği ve hazırlanan raporlarla üye ülkelere tavsiyelerin iletildiğini aktardı.

 

Panelde islamofobiyle mücadelede gençlik teması üzerine konuşmalar gerçekleşti. Panele canlı bağlantıyla katılan Azerbaycan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Ferhat Hacıyev, islamofobik saldırılar incelendiğinde, en fazla hedef alınan kesimin Müslüman gençler olduğunu vurguladı. Son yıllarda bu saldırıların çok daha fazla arttığını ifade eden Hacıyev, genç müslümanların islamofobiyle mücadelede geçmişe nazaran daha proaktif bir rol oynadığını belirtti. Hacıyev, “defansif bir rol yerine, sosyal medyayı da kullanarak gençler doğruları ortaya çıkarmak için mücadele ediyor. Gerek müslümanlara gerekse müslüman olmayan topluluklara yaşananları hızlı bir şekilde aktarıp, doğruların ortaya çıkmasını sağlıyor ve yanlış anlaşılmaların da önüne geçiyorlar” dedi. 

 

Açılış töreninde kapanış konuşmasını Tokyo’da bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu video mesaj yoluyla gerçekleştirdi. Kasapoğlu konuşmasına “İslamofobiye Karşı Küresel Gençlik Hareketi programı vesilesiyle bir aradayız. İslam İşbirliği Gençlik Forumu uzun zamandan beri bu konu özelinde çok ciddi çalışmalar gerçekleştiriyor. İslamofobi İslam’ı terörle yan yana getirmeye çalışanların, farklı kültürlerin bir arada yaşamasına hazmedemeyenlerin, faşist söylemleri siyasi malzeme haline getirmeye çalışanların ana gıdası. Bu mekanizmanın kimi zaman kendini en özgürlükçü, en demokrat addeden ülkelerde dahi kullanıldığını maalesef görüyoruz” sözleriyle başladı. Kasapoğlu, kitle iletişimin önemine vurgu yaptı. İslamofobinin yaygınlaşmasında medyanın rolüne dikkat çekti. Kasapoğlu, “Toplumların ön yargıları, özellikle popüler kültür endüstrisi kullanılarak yeniden üretilmekte. Bu nedenle en başta medya araçlarıyla üretilen dezenformasyonun karşısında durabilmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bu konu üzerinde yıllardır titizlikle duruyor, gençlerimizin islamofobiye karşı bilinçlenmesi için gayret gösteriyoruz” dedi.

 

Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu, Türkiye’de islamofobiyle mücadelede gerçekleşen projelere değindi. Kasapoğlu, “Bunların içerisinde desteklediğimiz, gerçekleştirdiğimiz projelerimiz var. Bunlardan bir tanesi, “farkındayız” projesi. Sinema, çizgi filmler, müzik klipleri ve bilgisayar oyunlarında tespit edilen islamofobik içeriklerin internette gençler tarafından fark edilmesine imkan sağlıyoruz. Bu sayede gençlerimiz gerçekleştirmeye çalışılan algı operasyonlarına karşı bir duruş sergiliyorlar” Kasapoğlu, İslamofobiyle mücadelede eğitimin öneminden bahsetti. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, Gençlik Merkezleri ve gençlik kampları ile uluslararası kuruluşların projelerine destekler sağlandığını kaydetti. Kasapoğlu konuşmalarına şu sözlerle sonlandırdı: “Hiç kuşku yok ki, islamofobinin etkilediği en önemli kesimlerden birini de gençler oluşturuyor. Müslüman gençlerin yaşamış olduğu ayrımcılığı, eşitlik ve insan haklarına yönelik tavizsiz politikalarla aşabiliriz. Gençlerin bu sorunların çözümünün en önemli parçası olduğu gerçeğini asla unutmamalıyız. Biliyorum ki herkesin gayesi sevgi ve saygı temelli hak, hukuk ve adaleti tüm dünyada hakim kılmak. İnsanın eşref-i mahlukat olduğunu vurgulayan bir dinin mensupları olarak insana değer vermekten, her türlü ayrımcılığın ve ötekileştirmenin karşısında durmaktan asla vaz geçmeyeceğiz. İslam İşbirliği Gençlik Forumu dün olduğu gibi yarın da bu doğrultuda çalışmalarına devam edecek. Biz de Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elimizden gelen her türlü desteği ortaya koymaya devam edeceğiz”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı