İKKB’de gündem: “Su sorunu”

tarafından
152
İKKB’de gündem:  “Su sorunu”

İzmir Kadın Kuruluşları Birliği’nin (İKKB) Ocak ayı toplantısında düzenlenen panelde özellikle 2020’nin son aylarında düşük seviyede seyreden yağışlarla tekrar gündemimize giren su sorunu tartışıldı.
Meme Kanseri ile Savaşım Derneği Başkanı Prof. Ayfer Haydaroğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen “Su Sorunu” paneline konuşmacı olarak Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil Kınay ve Halk Sağlığı Profesörü Ali Osman Karababa katıldı.

Daha yaşanabilir bir dünya
Toplantının açılışında bir konuşma yapan İKKB Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter, panel öncesinde bir aylık faaliyetlerini özetledi. Panel öncesi de su sorunu konusuna değinen Serter, su sorununun küresel bir problem olduğundan hareketle her geçen gün bu sorunun büyüdüğünü söyledi. Bu anlamda bireysel ya da toplumsal olarak neler yapılması gerektiğini masaya yatırmak istediklerini söyleyen İKKB Başkanı Serter, “Herkes üstüne düşeni yaparsa dünya daha yaşanabilir yer olur. BM Sürdürülebilir Küresel Hedeflerde 5. sırada toplumsal cinsiyet eşitliği var, 6. sırada ise temiz su var. 2030 yılına kadar hedefler konmuş, acaba bu hedeflere ulaşabilecek miyiz göreceğiz, tüm bu alanlarda ciddi anlamda çalışma yapılması gerekiyor” dedi.
Ardından İzmir Kadın Kuruluşları Birliğinin Kadın Sağlığı ve Çevre Komisyonu adına söz alan Cumhuriyet Kadınları Güzelbahçe Şubesi Başkanı Mesude Öney, Kent Konseyi paydaşlığında “su” etkinliklerinin sürdürüleceğini, bu kapsamda 22 Mart Dünya Su Gününde İzmir Valiliği izni ile ortaokul ve liseler arasında ve bireysel de başvuru yapılabilecek bir film yarışması düzenleneceğini anlattı.

Türkiye su fakiri
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil Kınay, su sorununun küresel bir problem olduğundan hareketle topyekün bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğini söyledi. Su fakiri bir ülke olduklarını söyleyen Kınay, “Su tüketiminde son derece acımasız bir tabloyla karşı karşıyız. Su fakiri bir ülke olarak kısıtlı olan suyu da doğru kullanamıyoruz. Kayıp kaçak miktarımız yıllık 50 milyar metreküp. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 50’lere dayanıyor. Kayıplar sadece su kaybı değil enerji kaybına da neden oluyor” dedi.
Ülkemizin çölleşme sürecinde olduğunu vurgulayan Kınay, “Bir taraftan su kıtlığı yaşarken diğer taraftan da şiddetli yağışlara bağlı felaketler de yaşayacağız. Küresel ısınmaya bağlı kıyı kentleri suya bağlı sorunlar da yaşayacaklar” dedi. Su kaynakları üzerinde, yağış, sıcaklık, nem, bitki örtüsü gibi suyun varlığını ve miktarını doğrudan etkileyen faktörler bulunduğunu belirten Kınay, “Bu kaynakların bir de ekonomik süreçleri var, sanayi, ulaşım, enerji, ekosistem hizmetleri ile balıkçılık, ormancılık gibi alanlara etkileri olacaktır. Susuzluk hayatın her alanına etki ediyor, edecek” diye konuştu.

“Hükümetler bu konuda sorumluluk almalı”
Halk Sağlığı Profesörü Ali Osman Karababa ise suya erişim hakkımız olduğuna dikkat çekerek, bu hakkımıza ulaşma konusunda sorumluluğun devletlerde olduğunu söyledi. Kamu spotu olarak yayınlanan reklamlarda sağlıklı çevre, tarım alanlarının korunmasından bahsettiğini söyleyerek dünyada 2.1 milyar kişinin güvenilir ve yeterli suya erişim hakkına sahip olmadığını belirten Karababa, “Özellikle kırsal kesimde yaşayanlar büyük sıkıntı yaşıyorlar. Dünya genelinde 700 milyon insan 2030 yılında şiddetli su kıtlığı yaşanacak bölgelerde yaşıyor” dedi. Özellikle devletlerin, hükümetlerin ve yerel yönetimlerin su konusunda duyarlılık göstererek, tüm imar düzenlemelerinde, sanayi izinleri ve yapılaşmada suyu gözeterek yapması gerektiğini söyleyen Karababa, sözlerini şöyle tamamladı:
“Topyekün bir mücadele şart, bu konuda da hükümete, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Susuzluk tarımsal verimde düşüş ve gıda yetersizliğine neden olur. Külçe külçe altınınız olsa da gıdanız yoksa başınız büyük dertte demektir. O sebeple madenlere değil su kaynaklarımızı korumaya öncelik verelim” dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)